Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız, 2014


Yönetmen: Ana Lily Amirpour
Gösterim Tarihi: 24 Nisan 2015
FRAGMAN>>>


Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız, Ana Lily Amirpour’un ilk uzun metrajı; aynı zamanda tarihin ilk Farsça çekilmiş feminist vampir filmi. İran Devrimi’nden kısa bir süre sonra İngiltere’de doğup ABD’de büyüyen yönetmen Amirpour, filmi Kaliforniya’da çekmiş. Fakat filmin baştan sona Farsça olması ve uzaktan seçilen petrol tesisleriyle Kötü Şehir’in hayali de olsa bir İran şehri olarak tasvir edilmesi, anlatılanın bir İran hikâyesi olduğuna şüphe bırakmıyor. Kız’ın gece vakti korku duymak şöyle dursun bilakis korku saçarak sokakları arşınlamasının yarattığı hissi ve kaykayının rüzgarı Kız’a vurdukça izleyiciye de ekrandan esen o tatlı meltemi, İran’daki –devrim sonrası ülkesini terk etmek zorunda kalan akademisyen Şehrazad Mojab’ın deyimiyle- toplumsal cinsiyet ‘apartheid’ından ayrı düşünmek mümkün değil. Vampirliğin ebediliği ve dolayısıyla Kız’ın binlerce yıldır bu yollarda yürümüş olması, filmdeki o sessiz fona farklı katmanlar da getiriyor. Sonsuz yürüyüşlerinde Kız hayattan, tüm pisliklerine rağmen yılmıyor, iştahını kaybetmiyor. Hayattan bıkmamak denen şeyi bir vampirden daha iyi kim bilebilir ki?

Son bir cesaret örneği daha gösteren Kız, aşktan da sakınmıyor. Vampir taarruzlarından ibaret olmayan filmde Kız’ın Araş adlı gençle yaşadığı aşkın ‘genesis’ini de doya doya izliyoruz. Araş’ın hediye ettiği küpeleri takabilmek uğruna kızgın iğneyle kulak delme sahnesinde fiziksel ve mecazi penetrasyonlar havada uçuşuyor. Aşkın olmazsa olmazı “olmadık işler peşinde koşma” hissi bu sahnede cayır cayır. 

O an kulaklar ve ruhlar delinip geçilirken Araş filmin sonunda yapacağı zorlu muhasebeden habersiz. Dünyanın en uslu kedisi, Kız ve izleyici hep birlikte Araş’ın kararını beklerken aklımızda ister istemez yine o replik: “Sadece aptallar ve zenginler bir şeylerin değişebileceğine inanır.” 

Kaynak: Altyazı, Şubat
Duygu Aytaç